Yazının ana konusu yeşil gübreleme ve bu gübreleme tekniğinin topraklara sağladığı iyileştirici değerlerin özetlenmesinin yanında antepfıstığı bahçelerinde uygulamayı düşünen üreticilere anahtar bilgiler vermesidir.
Öncelikle bazı tanımların bilinmesi gerekir ve şu sorulara kısaca cevap verelim.
Yeşil gübre; gelişmesini tamamlamamış yeşil haldeki bitkilerin toprağa karıştırılarak gübre amacıyla kullanılmalarına yeşil gübre denilmektedir. Yeşil gübreleme ise; yeşil gübre bitkilerinin, gelişmelerinin belli bir döneminde henüz yeşilken, sürülerek toprak altına getirilmelerine denir. Bu amaçla yetiştirilen bitkilere de yeşil gübre bitkileri adı verilir.
Yeşil gübre bitkileri olarak; baklagillerden; yonca, çayır üçgülü, taş yoncası, soya fasulyesi, yem bezelyesi, yem börülcesi, kırmızı üçgül, tüylü fiğ, macar fiği, tüylü meyveli fiğ, koca fiğ, adi fiğ, bezelye, mürdümük, acı bakla, iskenderiye üçgülü, ak üçgül kullanılır. Buğdaygillerden; çavdar, yulaf, arpa, darı, buğday, çim, sudan otu, silajlık mısır ve diğer familyalardan; hardal, kolza, turp, haşhaş, aspir, şalgam gibi bitkiler tek başına veya karışım olarak da kullanılmaktadır.
Antepfıstığı üreticilerinin bazılarında gübre kullanımına karşı oldukları görülmektedir ve şöyle söylerler ‘gübre kullanılması doğru değil çünkü bitki alışır’ gibi ilginç bir iddiada bulunurlar. Argümanlarını da buna dayandırırlar. ‘Antepfıstığı yabani bir bitki, orman bitkisidir. Ve orman alanlarında gübreleme yapılmaz.’ Aslında orman alanlarında herhangi bir kültür teknik işlemi yapılmaz. Ama buradaki bitkilerin gübrelenmediğini söylemek doğru değil çünkü orman ekosisteminde de bitkiler çeşitli organizmaların toprakta parçalanıp ayrışmasıyla bitkiler için besin kaynağı oluşturduğu bir gerçektir.
Bitkisel üretimde verimi arttırmanın en önemli yöntemlerinden biri bitkinin beslenmesini ve ihtiyaç duyduğu besin elementlerinin toprakta bulunmasını sağlamaktır. Buna genel anlamıyla gübreleme denilmekte ve gübre olarak farklı kaynaklar kullanılmaktadır.
Bu kaynaklardan bir tanesinde yeşil gübrelerdir.
Dünyada gelişen sürdürülebilir tarım kavramı ile üretim yapılan alanların kimyasal veya sentetik ürünlerle kirlenmesini engellemenin yanında, elde edilen ürünün kalitesi, gıda ihtiyacının sağlıklı yollarla sağlanması bu nedenlerin başında gelir. Ve bu kesinlikle toprak verimliliği ile ilişkilidir. Toprak verimlilik parametrelerinden biri de içerdiği organik madde miktarı ve bir diğeri toprak biyolojik aktivitesidir.
Yeşil gübreleme ile topraktaki organik madde miktarını, biyolojik aktiviteyi ve bitkiler için doğa dostu besin kaynağı oluşturabileceğimizi biliyoruz. Bu sebeple yeşil gübre bizim için önemli bir gübre kaynağı ve tekniğidir.
Antepfıstığı bahçelerinde genel olarak toprakta organik madde miktarı düşük ve dolayısıyla biyolojik aktivite de düşüktür. Bu da toprak verimliliğinin düşük olduğu anlamına gelir.
Organik madde hayvansal gübreler ve kompost uygulamalarıyla da arttırılabilir. Fakat bugünkü koşullarda pahalı bir yol veya ulaşma olanaklarının sınırlı oluşu, bizleri yeşil gübreleme programlarının bahçe yönetiminde yaygın bir şekilde kullanılması gerektiği görüşüne ulaştırır.
En önemli yönleriyle kazanımlarımız şu şekildedir;
*Toprağın su tutma kapasitesini arttırır.
*Organik madde miktarını arttırır.
*Toprakta mikroorganizma faaliyetini arttırarak toprak canlılığına katkı sağlar
*Toprak hava değişimlerini düzenler.
*Su hava dengesini düzenler.
*Yeşil bitkiler kökleriyle toprağın alt katmanından emdiği besinleri toprağın üst katmanına taşıyarak üst katmanın zenginleşmesini sağlar.
*Üstteki maddelerde yer alanların tümü direkt bitki sağlığı yönünden de fazlasıyla yarar sağlar.
Çoğunlukla yeşil gübreleme için kullanılan bitkiler fiğ, yonca, bakla ve arpadır. Toprağa gübre kazandırması için daha çok baklagiller kullanılır. Araştırmacılar genel olarak yeşil gübre ile dönüme 4-10 kg/da azot kazandırdığı görüşündedirler. Kimi araştırmalarda bu oran daha yüksektir. Tabi bu kullanılan yeşil gübrelerin çeşitliliğine göre değişkenlik gösterir.
Konumuzun esasını antepfıstığı bahçelerinde yeşil gübreleme oluşturduğundan ve antepfıstığı yetiştirilen arazilerin kuru tarım sistemi ile yönetilmesi nedeniyle, hem ulaşılabilirliği hem kuraklığa dirençli olmaları yönünden arpa ve fiğ bitkileri önerilecek bitkiler olacaktır. Bu bitkiler tek başına veya karışım şeklinde ekilebilirler.
Bu bitkilerle ilgili araştırmacılar ekilecek tohumluk miktarını yalnızca fiğ ekilecek ise genellikle 14 kg/da tohum uygulamışlar. Yalnızca arpa ekilecek ise 20 kg/da tohum öenrmektedirler.
Arpa fiğ karışımında ise tohum karışım oranını %80 fiğ, %20 arpa olacak şekilde denemeler yapmışlardır ve bu karışım oranını önermektedirler. Yani bu iki bitki karışım olacaksa 11 kg/da fiğ, 3 kg/da arpa önerilmektedir.
Eğer karışım şeklinde ekiliş yapılmış ise genellikle fiğ bitkisi %10-20 çiçeklenme dönemindeyken biçimin yapılması öneriliyor. Biçim zamanları bu bitkilerin ekiliş amacına göre değişiklik gösterdiğini belirtelim.
Fiğ tek başına ekili ise %10-20 çiçeklenme döneminde, yalnızca arpa ekili ise başaklanma döneminde biçim yapılmaktadır. Kurak arazilerde biçim zamanı önemlidir. C/N oranı bir birine yakınken veya daha taze iken bitkilerin biçilmesi; bu bitkilerin toprakta çürüme, toprağa karışma sürecine etki eder çünkü. C/N oranı arttıkça veya bitki olgunlaştıkça çürüme zorlaşacaktır. Hele hele kurak arazilerde su yetersizliği ve mevcut antepfıstığı bahçelerinin organik madde miktarı düşüklüğü, biyolojik aktivite etkinliğinin düşüklüğü bu süreci uzatır ve yarar yerine zarar oluşturabilir. Ana ürünümüz olan ürünün kullanacağı suya ortak olması gibi…
Biçim tamburlu çayır biçme makineleri ile yapılabileceği gibi direk kültivatörlerle de toprak altına gömülebilirler.
Biçim şekli bu bitkilerden faydalanma yöntemine göre değişir. Malç amacıyla ekili ise biçilip toprak yüzeyinde bırakılırlar. Gübre amaçlı ekili ise biçildikten bir süre sonra toprağa gömülmesi veya doğrudan sürülmesi şeklinde yapılmaktadır.
Yeşil gübreleme ile dekara 4-10 kg azot kazandırdığı araştırmalarda geçtiğini belirtmiştik. Organik madde oranını ise %1 ila %2 arasında arttırdığı ki bu oran oldukça yüksektir. Çünkü toprakta organik madde miktarı %3 değeri iyi düzeyde kabul edilir. Bunu şöyle düşünelim %1.9 olan bir arazide yeşil gübreleme ile %2,9 veya 3,9 seviyelerine çıkarılabileceği bazı araştırmalarda geçer. Bunun tersi görüşte olan araştırmalarda mevcuttur. Yani yeşil gübrelerin organik madde miktarına etki etmediğini savunan araştırmalarda vardır. Ama tüm araştırmalarda biyolojik aktivitenin arttığı ve toprak verimliliğini arttığı görüşü ortak görüştür.
*Kuru arazilerde üst üste yeşil gübrelemeden kaçınmak bir yöntemdir. Yani nadas usulü ekiliş yapılarak bu sorunu ortadan kaldırma olanağımız olabilir. Bu ekilişleri ürünün az yılında yapmak fayda sağlayabilir.
*Yine bitki yoğunluğu düşürülerek yapılabilir. Ekilişi yapılacak tohum veya tohumların miktarı yarıya düşürülerek uygulanabilir.
*Sadece sıra aralarına ekiliş yapılarak uygulanabilir.
*Antepfıstığı ağacının taç iz düşümüne sınır şekilde ekilişler yapılarak ana ürün olan bitkinin su rekabeti azaltılabilir.
*Biçim zamanlarını kaçırmamak gerekir.
Su rekabeti kaygısı olacak alanlarda yukarıdaki öneriler doğrultusunda üst düzey bir gübre yararı beklemek yerine toprak canlılığı ve kısmen de olsa organik madde içeriğini arttırma olanağı düşünülmelidir. Ve en önemlisi çırılçıplak bırakılan antepfıstığı yetiştirilen bölgenin yağış rejimi kış ve bahar aylarında olması yazın neredeyse hiç yağış olmaması yönünden de düşünülerek malç örtüsü olarak da değerlendirme olanağı vardır.
Kuru arazilerde ekilişi yapılan yeşil bitkilerin ot biçimi yapılıp toprak yüzeyinde bırakılması yazın toprak yüzeyinden aşırı su kaybı olacak alanların örtülü olacağından fayda sağlayacağı düşünülmelidir. Belirli bir süre sonra organik madde düşüklüğü nedeniyle yaşanan toprak çatlamalarının azalacağı ve sırf bu çatlamaların önüne geçmek ve dolayısıyla su kayıplarını engellemek için yıl içinde kimi üreticilerin 12-13 kez sürüm yaptığı bilinmektedir. Bu yakıt tasarrufu acısından da oldukça karlılık sağlayacaktır.
Yukarıda yeşil gübre ile toprağın fiziksel ve kimyasal özelliklerinin iyileştirileceği belirtilmiş olup bu uygulamaların daha fazla üretim alanında uygulanılması gerekir. Birçok üretici eskiden bahçelerinden iyi verim aldığını ama eskisi kadar ürün alamadıklarını belirtmektedirler.
Verim parametreleri elbette çoktur. Verimi etkileyen parametrelerden organik madde miktarı, yeterli bitki besin kaynağı, toprak canlılığının da etkili olduğu unutulmamalıdır.
Önceleri hayvansal gübreler daha yaygın kullanılırdı bunu unutmayalım. Organik kaynaklı gübreleme toprağın su tutma kapasitesinin artmasını sağlardı. Çoğunlukla yağışlara dayalı tarımı yapılan antepfıstığı bahçeleri için toprak su tutma kapasitesi çok önemlidir. Toprak geçirgenliğini iyileştirecek yöntemler, yağışların toprakta birikmesini, derine inmesini sağlar. Maalesef fazlasıyla hatalı uygulamalar yağan yağışların toprağa nüfuzunu azaltıp yüzey akışlarıyla araziden uzaklaşmasına sebep oluyor.
Organik maddeyi arttırabilecek, toprağa besin kaynağı olacak, topraktan malçlama ile su kaybını azaltacak yollardan biri yeşil gübreleme tekniğidir. Öyleyse üretim alanlarında bu teknik daha anlaşılır olması gerekli ve yaygınlaşmalıdır. Çünkü birçok faydası bulunmaktadır.
Zir. Yük. Müh. Haki Elik
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.
Size daha iyi bir alışveriş deneyimi sunabilmek için çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgi için çerez politikamızı inceleyebilirisiniz. Çerez Politikası